(Özel Haber) -Japon Koto’sundan ‘Katibim’ melodileri yükseldi

"Türkiye aşığı" Japon sanatçı Atsuko Suetomi ve öğrencileri, ‘Katibim’ şarkısını geleneksel Japon çalgısı ’Koto’ ile yorumladılar.İlk olarak 2005 yılına...

(Özel Haber) -Japon Koto’sundan ‘Katibim’ melodileri yükseldi
\"Türkiye aşığı\" Japon sanatçı Atsuko Suetomi ve öğrencileri, ‘Katibim’ şarkısını geleneksel Japon çalgısı ’Koto’ ile yorumladılar.
İlk olarak 2005 yılına konser amaçlı Türkiye’ye gelen ve kendi deyimiyle Türkiye’ye aşık olan Japon sanatçı Atsuko Suetomi, Ankara’da bulunan evini Türk öğrencilerine açarak Japonya’nın en eski müzik aletlerinden biri olan ‘Koto’ çalmasını öğretiyor.
Japon Müziği Topluluğu ismini verdikleri ve beş üyesi bulunan grubun repertuvarında hem Türkçe hem de Japonca şarkılar yer alırken, topluluk haftada bir gün Japon Koto ustası Suetomi’nin evinde bir araya gelip çalışmalarını burada sürdürüyor. Grup üyelerinin en çok arzu ettiği şey uzun bir geçmişe sahip olan bu müzik aletinin Türkiye’de yaygınlaşması. En büyük sıkıntıları ise çalışmalarını daha rahat sürdürebilecekleri bir stüdyolarının olmaması.

“Nedenini anlatamıyorum ama Türkiye’ye aşık oldum”
Türkiye’ye ilk olarak 2005 yılında Japon Konsolosluğunun düzenlediği bir konserde sahne almak için geldiğini söyleyen Japon Koto ustası Suetomi. “2007’de Türkiye’de yaşamaya başladım. Nedenini anlatamıyorum ama Türkiye’ye aşık oldum. Japon bir sanatçı olarak Türkiye’de müzik faaliyetleri yapmak istedim ve burada yaşamaya karar verim” dedi. Konserlerine ilginin yoğun olduğunu ancak bu konserleri düzenlemekte organizasyon sıkıntısı çektiklerini belirten Suetomi, Koto enstrümanı iki metre kadar uzunluğa sahip olduğu için konserleri daha büyük yerlerde yapabilirsek çok iyi olacak. Belediyelerden ricam bunun için organizasyon yaparlarsa çok sevinirim” diye konuştu.

“Anadolu’da yaşayan insanlara çok fazla hitap ediyor”
2011 yılından bu yana Japon Koto müziğiyle ilgilendiğini aktaran topluluğun üyesi Ayşegül Atmaca, Japon müziği ile tanışmasını ve Koto çalmaya başlamasını şu cümlelerle anlattı:
“Japon Müziği ile tanışmam Japonya’da oldu 2009-2013 yılları arasında Japonya’da görevliydim. Görevim sırasında Japon müzik aletlerini öğrenmeye çalışırken Koto ile tanıştım, sesini çok sevdim. 2010 yılında da ders almaya başladım. Koto müziği beni çok etkiledi çünkü Koto müziği hareketin ve akışkanlığın çok olduğu bir çağda insanın ruhuna, gönlüne dönmesini sağlayan bir müzik aleti; belki de beni bu yüzden çok etkiledi. Koto müziği aslında Anadolu’ya, Anadolu’da yaşayan insanlara çok uygun bir müzik çünkü Anadolu insanı da açıkçası ruhuna, gönlüne dönmeyi bilen insanlar. Dolayısıyla bu müzik Anadolu’da yaşayan insanlara çok fazla hitap ediyor.”
Koto müziğini Türkiye’de özellikle gençler arasında yaymayı da istediklerini kaydeden Atmaca, “Biz müziği Türkiye’de yaymaya bir nevi misyon edindik kendimize ve bu vesile ile zaman zaman girişimlerimiz, projelerimiz oluyor ama henüz kurumsal anlamda bir şey yapamadık. Tabi ki; bir stüdyomuzun olmasını, daha çok Koto müzik aletinin olmasını çok istiyoruz. Hali hazırda Koto, Türkiye’de yok. Bunu Japonya’dan getirmemiz gerekiyor. Bu da son derece maliyetli bir şey. Dolayısıyla yaygınlaşmasını ve erişimin daha kolay olmasını diliyoruz” şeklinde konuştu.

“17 yaşımdan beri Japon kültürünün içindeydim”
Japon Müziği Topluluğu’nun bir diğer üyesi Şeyma Nalbant Ayhan ise 17 yaşından beri Japon kültürünün içinde olduğunu belirtirken Koto ile tanışma sürecini şöyle anlattı:
“2002 baharında Japon Dili ve Edebiyatı Topluluğu olarak ilk Japon Kültür Günümüzü düzenlemiştik. Farklı etkinlikler yapıyorduk, bir yanda da fon müziği olarak Japon müzikleri dönüyordu. İlk o zaman bu enstrümanın sesini duydum. Sonrasında hocalarıma sordum ‘bu enstrüman nedir?’ diye. Festival alanında kargaşa, uğultu vesaire olmasına rağmen o müziğin tınısı beni gerçekten çok etkiledi. Böylelikle onun Koto enstrümanı olduğunu öğrendim. Bir sonraki sene öğrenci değişim programı ile Japonya’ya gittim hatta gitmeden önce ben bu enstrümanı kesin öğrenmeliyim diye düşünmüştüm.”
Repertuvarında bazı Türkçe şarkıların da olduğunu dile getiren Ayhan, “En eski öğrendiğimiz şarkılardan bir tanesi ‘Üsküdar’a Giderken’(Katibim) bu eser bir dönem Japonya’da da çok meşhur olmuş bir eser. Bu eseri çaldığımız zaman hem Türkleri hem de Japonları memnun edebiliyoruz. Daha fazla alkış alabiliyoruz” diye konuştu.

İki metre uzunluğunda, 13 telli ve Japonca notalarla çalınıyor
Türkiye’de bulunmayan ve Japonya’dan getirilen Koto genellikle Çin Kavağı diye isimlendirilen ağaçtan yapılıyor. İki metre uzunluğunda, 13 telli bu müzik aleti uzun bir geçmişe dayanıyor. Mistik bir çalgı olan Koto’nun çıkarttığı ses itibariyle dinleyenlere ‘huzur, mutluluk ve dinginlik hissi’ verdiği söyleniyor. Japonya’ya özgü telli bir çalgı olarak bilinen bu müzik aleti, kimi kaynaklara göre aslen Çin kültürüne ait. Ancak günümüzde bu çalgı aleti tümüyle Japonya’da ilgi görmekte ve bu ülkeyle özdeşleştiği kabul ediliyor.

YASAL UYARI

Marmaristv.com.tr ’ nin yerel haberler bölümünde İHA’nın abonelerine gönderdiği haberler otomatik olarak derlenmektedir. Marmaristv.com.tr editörleri otomatik akış içinde bu haberlere editoryal müdahalede bulunmamıştır. Haber içeriklerinden hukuken ilgili ajans sorumludur.

YORUM YAZ

** Yorumunuzun sorumluluğu size aittir

YORUMLAR

Henüz yorum yapılmadı. İlk yorumu siz yapın.